14 Haziran 2021 Pazartesi

Paris -Burak Aydoğmuş

Fransa’ya Yolculuk



2 yıl önce ailemle birlikte Fransa’nın başkenti olan Paris’e gittik. Mevsim yazdı ve hava sıcaktı. Havaalanında 2 saat bekledikten sonra uçağa bindik ve yolculuğumuz başladı. 3 saat süren uzun bir yolculuktan sonra Paris’teki Charles de Gaulle havalimanına iniş yaptık. Otele yerleştikten sonra Paris turumuz başlamış oldu.


Turumuza ilk olarak Paris’in en ünlü caddesi olan Şanzelize Caddesi (Champs-Élysées) ile başladık. Paris’in kuzeybatısında, 8. bölgede bulunan Şanzelize Caddesi Luksor Dikilitaşın bulunduğu Concorde Meydanın’dan başlar ve Zafer Takısı’nın bulunduğu Charles de Gaulle Meydanında biter. 1950 metre uzunluğundadır. Yerli ve yabancı turistlerin akın ettiği bir yerdir. Açıkçası ben çok beğenmiştim ve ailemle birlikte birkaç mağaza gezme fırsatı ve bazı restoranlarda yemek yeme fırsatı bulmuştuk. Ama çok kalabalık bir Şanzelize Caddesi’nden sonra, Paris hatta Fransa’nın en önemli değerlerinden biri olan Eyfel Kulesi’ne gittik.



Uzunluğu 300,51m olan Eyfel Kulesi Fransa’nın zamanla bir sembolü haline gelmiştir. Aynı zamanda, Eyfel Kulesi Fransa’nın en büyük cazibelerinden biridir. Yapılan araştırmalara göre Eyfel Kulesi, yılda 6 milyon turist çeker. 1887 ve 1889 yılları arasında Gustave Eiffel’in firması tarafından, Fransız Devrimi’nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde düzenlenen Expo 1889 Paris fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmiştir. Kulenin en tepesine çıktığımızda neredeyse tüm Paris ayaklarımızın altında gibiydi. Gerçekten çok görkemli bir değer.


Yolculuğumuzun ikinci gününde, Fransa’nın dünyaca ünlü bir katedrali olan Notre Dame Katedrali’ne gittik. Paris’in diğer önemli yapıları gibi Seine Nehri’nin kıyısında bulunur. Fransız gotik mimarisinin en güzide örneği olarak bilinen Notre Dame, ayrıca ilk gotik katedrallerden biridir ve gotik dönem boyunca inşası sürmüştür. Heykellerin ve işlemeli camların ortaçağ Roma mimari üslubundan sonra pek görülmemiş bir dünyevilik içermesi, natüralizm akımının eserlerdeki ağır etkisi sebebiyledir. 2019’da çıkan bir yangın sebebiyle içine giremesemde, dışardan bakılınca gerçekten büyüleyici bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum.


Turumuzun son gününde, Moulin Rouge’a gittik. 1889 yılında Joseph Oller ve Charles Zidler tarafından inşa edilen bir kabaredir. Moulin Rouge üzerindeki kırmızı yel değirmeni ile ünlüdür ve Fransız kültüründe sembolleşmiş bir yere sahiptir. Kırmızı elit değirmeni, elit erotik şovları, yetişkinlere yönelik orijinal eğlence programlarını ve ünlü kan-kan dansını görmek için yıl boyunca gelen pek çok turisti ağırlar.


Paris’te gezdiğimiz son yer olan Disneyland ise çok eğlenceli bir yerdi. Disneyland, Paris’in doğusunda bulunan Disney temalı bir eğlence parkıdır. İki tema parkı, birçok tatil oteli, bir alışveriş, yemek ve eğlence alanı ve bir golf sahası bulunuyor. Her yaştan insana hitap eden Disneyland, bence gidip görülmesi gereken yerlerden bir tanesi.


Bence Paris kesinlikle gidip görülmesi gereken şehirlerden bir tanesi. Ben açıkçası çok beğendim ve herkese tavsiye ediyorum.




                    







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Akçay - Demir Orpak

    Akçay, Balıkesir’in Edremit ilçesinde bulunan bir mahalledir. Altınoluk ve Ayvalık ile komşudur.Nüfusu yaklaşık olarak 5.000’dir fakat y...