14 Haziran 2021 Pazartesi

Londra- Nisan Bal Atalay

                                                         

                          

  Londra





Geçen sene sömestr tatilinde ailemle beraber Londra’ya gittik. Beş gün, dört gece küçük bir otelde kaldık. Sabah erkenden yola çıkıp öncelikle uçağa bindik sonra da tren ve taksiye binip otelimize geçiş yaptık. Tren garları çok büyük ve farklı şekillerde dekore edilmişti. Biz Londra’dayken genellikle yağmur yağdı ama havanın güzel olduğu zamanlar da oldu. İlk günümüzde de hiç durmadan yağmur yağdığı için ancak yerleşip akşam yemeği için dışarı çıkabildik. Etrafta yüzlerce dükkan, market, eczane ve bir sürü bina vardı. Hepsi de çok güzel renkli ışıklarla aydınlatılmıştı. Tam bir şehir havası veriyordu ve ayrıca çeşit çeşit restoranlar da her yeri dolduruyordu. Her gün farklı yerlerde yemek yemeğe çalıştık ve bir sürü farklı tat tattık. Çin yemekleri, Hint yemekleri, İtalyan mutfağı... Hepsi de çok lezzetli ve güzeldi.



 İkinci ve üçüncü günümüzde genellikle şehri gezdik ve iki alışveriş merkezi gördük. Ulaşım olarak genellikle metroyu kullandık ve bu sayede hızlıca istediğimiz yere varabildik. Bence metroları gayet hijyenik ve kullanışlıydı. Aynı şekilde de alışveriş merkezleri çok düzenli ve bizimkine göre farklıydı. Markaların ayrı ayrı kendilerine özel dükkanları yoktu ve bunun yerine büyük odalarda her bir markanın ürünü bir arada sergileniyordu. Bu sayede daha çok çeşitlilik vardı ve farklı farklı ürünler görmüş olduk.


 Gezdiğimiz yerlerin bazılarını da dördüncü gün katıldığımız bir otobüs turunda görmüş olduk. Şehrin dört bir yanını kaplayan iki katlı kırmızı otobüslerini de bu sayede ilk defa deneyimledim. Gerçekten çok keyifli bir tur oldu. Londen Eye, Big Ben gibi turistik yerlerde durup annem ve babamla bir sürü fotoğraf çekildik. Hyde Park’ın önünden geçtik ve bir sürü müzeyi de gözlemledik.


 Bir akşam Michael Jackson’ın Thriller şarkısından uyarlanmış bir gösteriye gittik ve kocaman, çok güzel dekore edilmiş bir salonda gösteriyi izledik. Tavandaki avizeler olsun duvarlardaki eski işlemeler olsun hepsi çok detaylıydı. Şov da eğlenceli ve akıcıydı. Sonraki gün sabah kahvaltıdan sonra Harry Potter’ın çekildiği stüdyoları ve mekanları gezip fotoğraf çekildik ve hediyelik dükkandan alışveriş yaptık. Son olarak gezdiğimiz diğer yerler ise Carnaby street, Chinatown ve Tower Bridge’di. 


 Eşyalarımızı ve aldıklarımızı toparlayıp yine aynı şekilde taksi, tren ve son olarak da uçağa binip geri İstanbul’a döndük. Beş gün boyunca hiç durmadan gezip yeni yerler görsek de hala görülecek çok yer var. Londra artık benim için bir daha gidip görmek isteyeceğim ve çok güzel izlenimlerimin olduğu bir yer olarak anılarımda yer alıyor.


• Nisan Bal Atalay










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Akçay - Demir Orpak

    Akçay, Balıkesir’in Edremit ilçesinde bulunan bir mahalledir. Altınoluk ve Ayvalık ile komşudur.Nüfusu yaklaşık olarak 5.000’dir fakat y...